Top Menu

20 Mayıs 2024 Pazartesi 

Resimli  Site içi  Google 

ANA SAYFA
LİDER KİMDİR NASIL OLMALIDIR
 
eyupo
 
 
 
 
 
 
20 Mart 2009
Atatürk'e yolculuk -



ÖNCE BUNU OKUYUN SONRA ALT BÖLÜMDE GÜZEL ÖYKÜYÜ OKUYUN LİDER KİMDİR? NASIL OLMALIDIR?

SİZ KARAR VERİN

*
*- Askerimizin başına çuval geçirildiğinde sessiz kalan,*

*- Karakollarımıza komşu bir ülkeden saldırılar düzenlenip şehitler
verdiğimizde harekete geçmeden önce icazet almak için okyanus ötesine giden,
*

*- Fuarlarda, ülkemizin bir bölümünü kurdukları kukla devletin parçası
olarak gösteren haritalar asanlarla hala resmi temaslarda bulunan değerli
yöneticilerimize ve

- 85 yılda nerelerden nerelere geldiğimizi hala göremeyen aziz
vatandaşlarımıza ithaf olunur. *

Özellikle "Davos" benzeri mahalle kabadayiliklariyla, kendini " Devlet adami" zannedenlerin, ve yandaslarinin , cok cok iyi okumalari gereken bir öyküdür

Yüzyilda bir yetisen, asil, cagdas ve devrimci liderin hangi niteliklere sahip olmasi gerektigini, dilerim bizdeki " Cakma" liderlerde ögrenirler. Zira yaptiklari ABD destekli halki uyutma senaryosundan baska birsey degil.



Lider altta ,öyküyü okuyunca anlayacaksınız.

Çakma değil









ATATÜRK ''KELİMESİNİN BAŞKA BİR ANLAMI VAR MI?'' DİYE SORUNCA

*Fransada çok meşhur bir sözlük vardır, Larousse.
Burda bir kelime var, "décapiter". *

*Bu kelime 1931 yılındaki sözlükte boynunu vurmak diye ifade ediliyor.
Kelimenin bir başka anlamı daha var.
Kazığa oturtmak, yani sivri bir kazık hazırlamak ve kazığın bir ucu
insanların ağzından çıkacak şekilde üzerine oturtmak.
Vahşi bir uygulama. *

*Burada kazığa oturtmak deyiminin manasını açıklığa kavuşturmak için örnek
veriliyor:
"Türkler bugün bile esirlerini kazığa oturturlar."*

*Atatürk bunu öğrenince Fransız büyükelçisini yemeğe davet ediyor.
Elçi diğer elçilere böbürleniyor, hava atıyor Atatürk tarafından davet
edildiği için.
Köşke geliyor, yemekler yeniyor.
Atatürk tabii bir şekilde elçiye bu kelimenin anlamını soruyor.
O da bildiği anlamı söylüyor.
Atatürk "Kelimenin başka bir anlamı var mı?" diye sorunca, büyükelçi "Bunu
söylemek için sözlüğe bakmam gerekir" diyor.

Atatürk daha önce hazırlamış olduğu ve çalışanlarına öğütlediği şekilde
Larouse' u getirtip büyükelçinin önüne koyduruyor.
Elçi daha işin nereye kadar gideceğinin farkında olmadan hevesle okumaya
başlıyor.
Ancak kelimenin karşısında kazığa oturtmak konusunda verilen örnek cümleye
gelince ancak yarıya kadar okuyabiliyor ve yarısından sonra yutkunarak
Atatürk' ün yüzüne bakıyor. *

*Atatürk diyor ki:
"Demek ki biz Türkler bugün de esirlerlerimizi kazığa oturtuyoruz öyle mi,
öyle mi sayın sefir? Sözlüğünüze böyle yazmışsınız , bu doğru mu?*

*Sefir hemen sözlüğü biraz karıştırıyor ve bir kaçamak noktası bularak diyor
ki:
"Efendim bu sözlük Katolik Kilisesi'nin matbaasında basılmış, bildiğiniz
gibi biz laik ülkeyiz, kilisenin yaptıklarının bizim hükümetimizle bir
ilgisi yok.
Bizi ilgilendirmez ve biz kiliseye karışamayız."

Atatürk:
"Öyle mi efendim, siz laik bir ülke olduğunuz için demek ki kiliselere
karışamıyorsunuz.
Öyleyse ben de yarından itibaren İstanbul'daki kiliselerin kapılarına koca
birer kilit astırıyorum" diyor.

Bunu duyan sefir birden ayağa kalkıyor ve:
"Ekselans, protesto ederiz " diyor.*
*Bunun üzerine Atatürk:
"Hani sizi ilgilendirmiyordu, karışmıyordunuz? " diyor ve ilgililere
dönerek:
"Sefire yolu gösterin" diyerek bir anlamda onu kovuyor.

Sonra ne mi oluyor?
Tabi Fransız hükümeti laiklik söylemlerini bir tarafa bırakıyor, hemen o
sözlük toplatılıyor ve yeni baskısında o cümle çıkarılıyor.


Namık Kemal Zeybek
*
*Atatürk'e yolculuk - Kanal B Televizyonu*




Facebook'ta Paylaş


    Gönderen : eyupo        Tarih : 20 Mart 2009        Hit : 7542

Yorum Eklemek İçin Üye Olun / Giriş Yapın


Yorum Yazmak İçin Üye Seviyeniz Yetersiz

Lütfen

Üye Girişi Yapınız   Veya  Üye Olunuz

 

Anasayfa  İletişim